Anemi Alyuvar sayısında azalma. Normal düzey 13-14gr/dl ve üzeridir. Anemide genellikle10 gr/dl altına iner. Kemik iliğindeki miyelom, kırmızı hücre üretimini bloke ederek anemiye neden olur.
Amiloidoz Vücuttaki bütün doku ve organlarda miyelom hafif zincirlerinin (Bence Jones proteinleri) birikmesi. Bu durum genellikle lambda ve kappa Bence Jones proteinleri ile oluşur. Amiloidli hastalarda hafif zincir proteinleri, böbrekler yoluyla vücuttan atılmaz; kalp, sinir sistemi ve böbrek gibi belirli dokularda birikir.
Apendiküler iskelet Omurga, göğüs ve pelvise bağlı bulunan uzun kemikler. Kol ve bacaklardaki kemikler gibi.
Antikor Enfeksiyon ve hastalıkla savaşmak üzere beyaz kan hücreleri tarafından üretilen proteinler.
Antibiyotik Enfeksiyonları tedavi etmek için kullanılan ilaç.
Anjiyogenez inhibitörleri Tümöre giden kan damarlarını bloke eden bileşenler
Anestezi Genellikle cerrahi müdahalelerden önce uygulanan, bedenin tümünün ya da belli bir bölümünün ağrıya duyarsız hâle gelmesini sağlayan işlem.
Alkille edici ajan Melfalan veya siklofosfamid  gibi bir kemoterapik ajan
Albumin Kısaca albümin diye de bilinen serum albümini, insan ve diğer memeli hayvanların kan plazmasında bulunan en yaygın proteindir.
Akut Hastalık veya semptomun ani başladığını ve nispeten kısa sürede sona erdiğini, hastalık süresinin 3-14 gün olduğunu ifade eden terim.
Alkille edici ajan Melfalan veya siklofosfamid  gibi bir kemoterapik ajan.
Albumin Kısaca albümin diye de bilinen serum albümini, insan ve diğer memeli hayvanların kan plazmasında bulunan en yaygın proteindir.
Bence Jones İdrarda bulunan miyelom proteini. Miyelom veya M proteinleri kappa veya lambda hafif zincirlerini içerir. Bence Jones proteinlerinin miktarı, gr/24 saat olarak ifade edilir. Normalde çok küçük bir miktar (0.1 gr/24 saat gibi) protein idrarda bulunabilir, fakat bu Bence Jones’dan ziyade, albumin olur. Bence Jones proteininin herhangi bir miktardaki varlığı anormal kabul edilir. Beta 2 mikroglobulin (Beta2): Kanda bulunan küçük bir proteindir. Yüksek seviyeler, aktif miyelomlu hastalarda görülür. Alçak veya normal seviyeler, erken devredeki miyelom ve/veya aktif olmayan hastalık türünde oluşur. Miyelomlu hastaların yaklaşık yüzde 10’u beta 2 mikroglobulin üretmez. Bu hastalar için Beta2 mikroglobulin testi, hastalığın izlenmesi sırasında kullanılamaz. Hastalığın nüksetmesi durumunda, miyelom proteini sayesinde herhangi bir değişiklik olmadan önce, B eta2 mikroglobulin yükselebilir. Dolayısıyla, Beta2 testi, vakaların yüzde 90’ında hastalığın aktivitesini belirlemek açısından çok yararlıdır.
Bening Kanserli olmayan, zararsız tümörleri ifade eder.
Bisfosfonat Rezorbe olan (erime) kemik yüzeyine yapışarak osteoklastik (kemik yıkımı) aktiviteye karsı kemiği koruyan bir ilaç tipi.
CAT (COMPUTERIZED AXIAL TOMOGRAPHY) SCAN Küçük kemik tahribatları veya yumuşak doku içeriğini incelemekte kullanılan bir yöntem.

Ç İçerik

Diyaliz Bir hastanın böbrekleri kanı süzemiyorsa, kan diyaliz makinesinden süzülerek temizlenir
Deksametazon Tek başına ya da başka kemoterapi ilaçları ile verilen bir steroid.
DEXA (Dual Photon X-ray Absorptiometry) Kemik kaybı miktarı ve kemik yoğunluğu ölçümü için X ışınlarından yararlanılan bir teknik.
DNA (Deoksiribonükleik asit) Bireysel tüm genetik özelliklerin temel yapı taşıdır. DNA insan vücudundaki hemen hemen tüm hücrelerin komponentidir.
Deksametazon Tek başına ya da başka kemoterapi ilaçları ile verilen bir steroid.
Eritropoietin Böbreklerde üretilen bir hormondur. Böbrekleri hasar görmüş miyelomlu hastalar, yeterli eritropoietin üretemez ve anemik olabilirler. Sentetik eritropoietin (Procrit gibi) enjeksiyonları yararlı olabilir. Özellikle acil durumlarda kan transfüzyonu da bir diğer alternatiftir. Sentetik eritropoietin kemoterapi öncesi profilaktik olarak veya kemoterapi sonrası anemiyi önlemek amacıyla destekleyici tedavi olarak kullanılır.
Elektroferez Hastanın kan ya da idrarının, bir elektrik alanındaki hareketini içeren bir seperasyon tekniği ile laboratuvar ortamında test edilmesidir. Hareketin miktarı, içerikteki proteinin büyüklüğü ve elektrik yükü ile belirlenir. Bu teknik, hem miyelom proteini miktarının hesaplanmasına, hem de her hasta için karakteristik olan özel M spike tanımlamasına olanak sağlar.
Enzim Vücutta katalizör görevi yaparak kimyasal tepkimelere giren madde.
İnterferon Normalde virüs enfeksiyonlarına cevap olarak üretilen bir sitokin (veya hormon)dir. Genetik mühendislik teknikleri ile üretilen sentetik interferon, miyelom tedavisinde verilir ve bakım döneminde miyelomun yeniden büyümesini bloke etmek amacıyla kullanılır.
İGD IgG ve IgA’ya benzemekle birlikte, daha nadir görülen iki miyelom tipi.
iGG Miyelomun en yaygın iki tipi; G ve A, miyelom hücreleri tarafından üretilen protein tipleridir. Bir imminoglobulin olan miyelom proteini, iki ağır zincirinin (mesela G tipi) iki hafif zincirle (ki bunlar kappa veya lambda olarak adlandırılır) kombinasyonundan oluşur. Dolayısıyla miyelomun en yaygın iki alt tipi, benzer ağır zincirlere sahiptirler.(ör: IgG kappa ve IgG lambda) Yalnızca kappa ve lambda hafif zincirleri varsa bu durumda Bence Jones miyelomu oluşur. Ağır ve hafif terimleri, ağır zincirli proteinlerin boyutlarının veya molekül ağırlıklarının, hafif zincirlerden daha fazla olmasından dolayı verilmiştir. Hafif zincirler daha küçük olduğundan daha kolay idrara karışarak, idrarda Bence Jones proteini bulunmasına neden olurlar.
İmmünglobulinler Enfeksiyonla savaşan proteinler.
İmmün sistem Vücudu enfeksiyonlara karşı savunan hücreler ve proteinler.
İmmünfiksasyon M protein tipini tanımlamakta kullanılan immünolojik bir testtir.
İmmün cevap Vücudun yabancı maddelere karşı reaksiyonu. Vücut enfeksiyona neden olan mikroorganizmalar, vaksin veya diğer bir kişinin allojenik kök hücre transplantasyonunda kullanılan hücreler, yabancı madde olarak algılar.
Klinik çalışmalar Yeni ilaçlar veya tedavileri ya da onaylanmış ilaçlar veya tedavilerin yeni kullanımlarını inceleyen doktorların yaptığı dikkatli çalışmalar. Kan kanserleri üzerinde yapılan klinik çalışmaların hedefi tedaviyi ve yaşam kalitesini geliştirmek ve iyileşmeyi sağlamaktır.
Kromozomlar İnsan hücrelerindeki 23 çift temel yapıdan herhangi biri. Kromozomlar genlerden yapılır. Genler hücrelere ne yapacakları talimatını verir. Kan kanseri hücrelerinde kromozomların sayısı ve şekli değişebilir.
Kreatinin Normalde böbreklerden salgılanan küçük bir kimyasal bileşen. Böbrekler tahrip olmuşsa, kreatininin kandaki seviyesi birikerek yükselir. Serum kreatinin testi, böbrek fonksiyonlarını ölçmek için kullanılır.
Kök hücre farklılaştırılması Farklılaşmamış, sınırsız bölünebilme kapasitesine sahip hücrelere kök hücre adı verilir. Bu hücrelerin farklılaştırılıp, organlara-dokulara dönüştürecek işleme de farklılaştırma denir.
Kemoterapi veya ilaç tedavisi Miyeloma ve diğer hastalıkların kimyasal ajanlarla tedavisi.
Kemik İliği Biyopsisi Kemik iliği hücrelerinin alındığı ve hücrelerin normal olup olmadıklarının incelendiği işlem. Kemik iliğinden ilik hücreleriyle dolu küçük bir kemik parçası çıkarılır ve hücreler mikroskop altında incelenir.
Kemik İliği Aspirasyonu Kemik iliği hücrelerinin alındığı ve hücrelerin normal olup olmadıklarının incelendiği işlem. Kemik iliğinden sıvı hücre örneği alınır ve hücreler mikroskop altında incelenir.
Kalsiyum Kemik matriksinin veya ‘hidroksiapatit’in (dişlerin mine ve dentin tabakasıyla, kemiklerde bulunan molekül) sert kısmını yapan mineral.
Kalsitrol Extra D vitamini gereksinimi duyan kişilerde faydalı olan, aktive edilmiş bir D vitamini formu.
Kalsitonin Tiroit bezi tarafımdan salgılanan ve kemik erimesini geçici olarak durduran bir hormon.
Lökopeni Kandaki lökositlerin normal değerlerin altına düşmesidir.
Lökosit Akyuvarlar olarak da adlandırılan beyaz kan hücresi, kemik iliğinde üretilir. Vücudu bulaşıcı hastalıklara ve yabancı maddelere karşı koruyan lökositler, bağışıklık sisteminin önemli bir bölümünü oluştururlar.
Litik lezyonlar Bir bölgede yeterli miktarda sağlıklı kemiğin erimesinden sonra röntgende koyu renkli leke olarak görülen hasarlı alan. Litik lezyonlar kemik içindeki deliklere benzer ve kemiğin zayıflamış olduğunun kanıtıdır.
Lezyon Hastalığın vücutta meydana getirdiği tahribat. Miyelomda genellikle kemikteki boşluklar (litik lezyon) için kullanılır.
Lenfosit Bir beyaz küre tipi. Bazı lenfositler plazma hücreleri haline gelir. Plazma hücreleri enfeksiyonla savaşmak için antikor yapar. Miyelom, yeni plazma hücrelerinin kanseridir.
MDR (Multi Drug Resistance) Standart tedavilere karsı bir dirençtir. Tipik olarak, her ikisi de kemoterapi ilaçları olan Adriamisin ve Vinkristin‘e direnç ile ilgilidir. Direnç, M hücresinin dış zarında p-glikoproteini birikimi nedeniyle oluşur. Böylelikle, Adriamisin gibi ilaçlar, M hücresinde birikip sonuçta o hücreyi yok etmek yerine, M hücresinden geri atılırlar.
M proteinleri (M spike) Miyelom hastalarının kanında veya idrarında genellikle büyük miktarlarda bulunan antikorlar veya antikor parçaları. M spike, M proteini bulunduğunda protein elektroforezinde görülen keskin biçim anlamına gelir. Monoklonal protein ve miyelom proteini ile eşanlamlıdır.
Monoklonal antikor tedavisi Kanser hücrelerini hedef alan ve öldüren bir tedavi tipi. Monoklonal antikorlar laboratuvarda yapılan immün proteinlerdir. Spesifik kan kanseri hücresine saldırmak için yapılırlar. Normal dokularda kemoterapiden daha az toksik etki gösterirler.
Metastaz Bir tümör hücresi, orijinal (prizmaya) tümörden ayrılır ve yayılır. Diğer organlara taşınır ve yeni yerleştiği organda da kontrolsüz bölünür. Metastazlar ikincil tümörlerdir.
Malignant Büyümesi ve yayılması(metastaz) kontrol edilemeyen kanserli tümörleri tanımlamak için kullanılır.
Nötropeni Nötrofillerin veya beyaz kan hücrelerinin seviyesinde azalma. Beyaz kan hücrelerinin birkaç çeşidi bulunur ve nötropeni, granülosit veya nötrofil türü hücrelerdeki azalmaya işaret eder. Bu hücreler, bakteriyel enfeksiyonlarla savaşmak için gereklidir.
Nefelometri Kandaki M proteininin miktarını belirleyen, hızlı bir laboratuvar metodu. Nefelometride bir ışık dağıtma (yayma-serpme) tekniği kullanılır. Sonuçtan emin olmak için elektroforeze karşı kontrolü yapılmalıdır.
Neoplazi Anormal biçimde yeni doku oluşumu.
Neoplaz Yeni oluşan hücreler ya da doku. İyi huylu ya da zararlı tümörleri ifade etmek için de kullanılır.
Osteoporoz Tipik olarak yaşlanmaya bağlı, kemik yoğunluğunda görülen azalma. Miyelomun kemiklerde yayılması, kemik röntgenlerinde ve kemik yoğunluğu ölçümlerinde osteoporoza benzer.
Osteoid Sert kemik oluşturmak üzere kalsiyumla mineralize olan protein ürünü.
Osteoklast Kemik matriksini yok ederek kemik dokusunu ortadan kaldıran bir çeşit kemik hücresi
Osteoblast Yeni sert kemik oluşturmak üzere kalsiyum ile mineralize olan osteoid’i üreten hücre
Protokol Kullanılan her ilacın dozunu ve zamanlamasını içeren detaylı bir tedavi planı.
Plazmasitom Pek çok alanda ve yaygın bulunmaktan ziyade, tek bir alanda toplanan hücreler.
Plazmaferez Belirli hücre ve proteinlerin kandan çıkarılması işlemi. Bu işlem, miyelom hastalarında yüksek seviyelerde bulunan monoklonal proteinleri kandan temizlemek için kullanılır.
Plazma Kırmızı ve beyaz kan hücreleriyle, plateletlerin asılı durduğu kanın sıvı kısmı.
Platelet Kan hücrelerinin üç ana tipinden biri. Trombositler, damar duvarlarındaki kırılmaları tıkar ve pıhtı oluşumunu tetikler.
PET (Positron Emission Tomography)scan Özel kamere ve bilgisayarlar aracılığıyla vücut görüntülerinin çıkarıldığı bir tanı testi teknolojisi. Bu testle sağlıklı dokularla, anormal fonksiyon gösteren dokular arasındaki farklar tespit edilir.
Patolojik kırık Hastalık ve hastalığın yan etkileri sebebiyle oluşan kırıklar. Miyelomda, kemiklerin normal ağırlıklara ve baskıya dayanamaz hale gelmelerin yüzünden görülür.
Patoloji Doku ve vücut sıvılarının mikroskop altında incelenerek, hastalığın belirtilerinin tespit edilmesi.
Regresyon Bir hastalık belirtisinin gerilemesi, şiddetinin azalması.
Radyasyon terapi Kanserli hücreleri yok etmek için yüksek enerji ışınlarının kullanıldığı bir tedavi yöntemi.
Serum osteokalsin Osteokalsin, kemik yapısında bulunan 49 amino asit artığından oluşan küçük bir proteindir, Gla protein. Kandaki seviyesi düşükse, aktik miyelom göstergesidir. Yüksek bir düzeydeyse miyelomun stabil olduğunu ifade eder.
Trombositopeni Kanda trombosit seviyesinin azalmasını ifade eder. Normal seviye 150-350.000’ dir. Trombosit sayımı 50.000’ den düşükse, kanama problemleri oluşur. Ciddi (major) kanamalar, genellikle 10.000’den düşük seviyelerle ilişkilidir
Toksin Bazı hayvan, bitki ya da bakterilerin ürettiği zehirler.
Transfüzyon Kan ve kan ürünleri nakli.
Yan etkiler Hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçların sebep olduğu sorunlar.